Quantcast
Channel: Zeytinlibahçe » Denizde Yaşam
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3

Hoşgeldin Nedime

$
0
0

 

Aslında tam zamanında geldiyse de geçen zaman bize biraz uzun gibi geldi. Denizkurdunu sattıktan sonra bahçe işleriyle öyle uğraşmaya başladık ki  tekneyle gezmeyi özlemişiz doğrusu. Nedime Gerçekten çok güzel bir tekne. Bir aydır her türlü hava koşullarında test ediyoruz tam bir performans teknesi olduğuınu kanıtladı.

Nedime bir  Beneteau Monte Carlo 42,  boyu 13.75 m  en 3.99 m, 2×375 hp volvo ile tam yolda 34 kn sürat yapıyor. 2400-2700 devirler arasındaki normal cruise seyrinde yakıt tüketimi makul sayılabilir. Beneteau aslında  bir yelkenli tekne duayeni olmasına rağmen son yıllarda motor boat alanında da ne kadar iddalı olduğunu bu seriyle kanıtlamış oldu. İçinde biri master kabin olmak üzere iki büyük kamara bulunuyor ki bu özelliğini bu tonajdaki başka bir teknede rastlamadık, iki ailenin rahat edebileceği her türlü konfor sağlanmış.

Nedime sevgili Hakan ve Alperin teknesi. Ailede ben ve mehmet  abimiz olmak üzere iki kaptan zaten vardı. Teknenin geleceği tarihlerde izin durumumuzu buna göre ayarlayıp hep beraber Kalamıştan Didime getirmeyi planlamıştık. Mehmet abimiz yetişemedi ben, Faruk, Hakan, Alper ve sevgili miçomuz Emre teslim tarihinde Kalamış marinada tam tekmil buluştuk.

Teslim formalitelerini yerine getirirken her şey yolunda seyretti. Beneteaunun Türkiye temsilcisi Tez marin  işinde oldukça  profesyonel. Satış öncesi ve sonrası verdikleri sözlerin hepsinde durdular. Yola çıktıkan sonra devamlı arayıp her hangi bir sorun olup olmadığını merak etmeleri ise  ne kadar sorumluluk sahibi olduklarını göstermeleri açısından bizim için çok önemliydi. Başta Ercan bey olmak üzere Selen hanım ve Enes beye teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Nedimenin mürettabatı seyire hazır. Kaptan adayları Faruk, Hakan, Alper kardeşler ve meraklı miçomuz  Emre  formalitelerin tamamlanmasını Kalamış marinada biraz serinleyerek bekliyorlar.

31.05.2011  Teknenin teslim formalitelerini müteakip marinanın dışında bir deneme seyri yaptık. Marina içindeki yakıt istasyonundan tankları doldurduktan ve market alışverişinden sonra aynı gün 1625 lt de Bismillah deyip yola çıktık. Hava gayet güzel, rüzgar neredeyse sıfır, karıncalar sahilde su içiyor. Nedimenin makineleri yeni olduğundan fazla yüklenmiyoruz. 2400 devirde  24 kn süratle ilk limanınmız Şarköy olacak, hava kararmadan yetişmek istiyoruz.

Tam planladığımız gibi 2105 lt de mendirekten içeri girip bizim için uygun derinlikte yabancı bayraklı bir yelkenlinin pruvasında, tam bize uygun bir yere baştan  çapamızı atarak kıçtankara olduk. Manevra esnasında başta manevrada çapayı  kullanan Hakana yardıma giderken karanlıkta açık olan zincir loçasını farketmeyip sol ayağımı incitmem şu ana kadar devam eden hafif aksak yürümemin de nedeni oldu. İlk müdahaleyi aynı zamanda doktor olan Faruk yaptı.

Hesaplarımıza göre yakıtımız  bizi Bozcaada ya kadar götürecek olmasına rağmen risk almak istemiyoruz. Kara tankeriyle bir miktar yakıt alıp Şarköyü gezmeye çıktık. Henüz okulların açık olası nedeniyle fazla bir kalabalık yoktu, sezon henüz başlamamış. Beğenerek yediğimiz akşam yemeğinden sonra sabah ilk kalkan alesta çeksin, erken yola çıkalım niyetiyle erkenden yatıyoruz.

01.06.2011 Sabah gün ağarmasıyla beraber 0525 lt yola çıktık 0630lt de Çanakkale boğazındayız, Gelibolu önlerinde yoğun bir gemi trafiği var, çapariz vermeden sancak seyriyle,  akıntıda arkamızdan gelecek şekilde seyrediyoruz. Nara ve Kilitbahir önlerinde boğaz tüzüğe uyarak süratimizi iyice 15 kn kadar düşürdük. 0815 lt de Mehmetçik feneri önlerinde Şehitler abidesine selam verip, şehitlerimizin ruhuna dualar okuyup, Çanakkale boğazını arkamızda bırakarak Ege ye merhaba diyoruz.

Ege, Nedimeyi öyle sıcak karşıladı ki üzerimizdeki önceki gecenin serinliğinden kalma uzun kollularımızı hemen çıkartıp, buzukili müzik eşliğinde pruvamızda Bozcaada seyrediyoruz. 0850 lt de Bozcada ferry boat iskelesi karşısında yatlara ayrılmış iskeleye kıçtankara yanaşdık. Yanaşma manevrası yapan teknelere yardım etme, palamarlarını alma önceki yıllarda bu adada da rastladığımız  bir denizci toplum geleneği ise de bizim  bu gelişimizde  sahildekiler  yalnızca bizi izlemekle yetindiler.

Yakıt tankeri hemen geldi. Tanklarımız doldurmamıza müteakip sahildeki bir kafeteryada neşe içinde güzel bir kahvaltı yapıyoruz. Adadan kalkış manevrasında çapa zincirimizi vira ederken baş ırgat  salpa   konumunda zorlanıp stop edip, çalışmadı. Çapanın  daha önce bu bölgede bulunan tonozlarlara takıldığını  sonradan öğreniyoruz.  Makine dairesinde bulunan şalterleri tek tek indirip resetlememize rağmen üçüncü şalterin yerini biir türlü bulamadık, fazla zaman kaybetmek de  istemiyoruz. Tam o anda limandan ayrılan ferry botun manevrasını bekleyip ters manevra yaparak çapayı bulunduğu yerden  ben, Faruk ve Alper allah ne verdiyse tam gücümüzle asılıp, ellerimizle  vira  edip kurtarıyoruz. Çapayı neta bir şekilde loçaya oturtup, bosasını da vurduk.

Neşemiz tekrar yerinde 1215 lt de adaya el sallayarak hareket ettik. Pruvamızda Babakale, önce Midillinin batısından gidip yolu kısaltmaya niyetlendiysek de sonradan doğudan Müsellim kanalından geçmenin hem seyir zevki, hemde yeni olan makinemizde çıkabilecek olan bir aksaklık açısından daha iyi olacağını düşündük.  Hava raporlarının güzel olmasına rağmen Midillinin güney doğusundan çıkınca nw sweller nedimenin sancak bordasından gelmeye başladı. Hemen önleme seyrine başlıyoruz, bu durumda dahi süratimiz 22 kn.

Mutfakta her zaman olduğu gibi Faruk var, yol boyunca bize öyle yemekler hazırlayıp, çaylar demledi  ki unutmam mümkün değil. Çeşme kanalına girince rüzgar iyice arttı, bu hava raporlarında genelde görülmeyen local rüzgarlar. 1745 lt de Çeşme marinanın  hemen girişinde bulunanan rıhtıma iskeleden yanaştık. Teknemizi hızlı bir şekilde neta etttikten sonra ben Aliağa ya, diğer ekip İzmire gitmek üzere ayrıldık.

02.06.2011  Öğlen saatlerinde İzmirde buluşup Çeşmeye hareket ettik. Ekibe üç yeni miço daha katıldı, Sadık, Oğuzhan ve minik Arda. Onların gelmesiyle daha önceki miçomuz Emre otamatikman önceki seyir tecrübesine istinaden gemiciliğe terfi etti.  kuzenlerine tekneyi tanıtıp, tecrübelerinden bahsederek yol boyunca onlara abilik yapmasını da bildi. Marinadaki tecrübeli bir elektrikçı baş ırgat şalterinin yerini hemen bulup sorunu çözdü. Liman içindeki yakıt iskelesinden tanklarımızı doldurduktan sonra  1710 lt de hareket ediyoruz. Kalkışta nw yönlü kuvvetli bir local rüzgar manevramızı biraz zorlaştırdı. Genelde motor yatlar, Ege de öğle saatlerinden sonra imbat başlamadan seyirlerlerini tamamlarsa da biz bu kuralı hava raporlarının  oldukça  güzel olmasından dolayı bu seferlik pek umursamıyoruz.

Samos kanalına yaklaşınca nw sweller artmaya  başladı.  Uygun rotada seyrediyoruz, hızımız 25 kn. Hava kararmadan Didim marinada olmak niyetindeyiz. Yeni miçolarımızın baştan keyifleri yerindeyken sonraları yalpalara düşünce keyifleri biraz kaçar gibi oldu.  Arda  master kabinde lumbozdan denizi seyretmeyi, Emre ile Oğuzhan salonda dergileri karıştırmayı tercih etti. Sadığın birazda midesi bulandığından elinde torbası kıçüstünden hiç ayrılmadı. Bir ara ” ben biraz aşağıya ineyim bizimkiler aşağıda bakayım ne yapıyor” dediyse de biz yoooooo dedik.

Didime yaklaşınca etrafımızda balık çiftlikleri görülmeye başladı, cockpitteki chartplotterimizin son güncellemelerinin yapılıp yapılmadığına emin olmadığımızdan uygun süratte başüstünde Hakan ve Faruk kontrollü seyrediyoruz. Vhf 72 kanaldan Didim D-marinle temas kuruyoruz. Haritamızda marinanın yeri işlenmemiş olduğundan palamarcı arkadaşlardan yardım isteyip marinanın dışına kadar çıkıp girişi göstermelerini rica ettik.  Hava tamamen karardığından mendirek dışına çıkarak ellerindeki lambayla flaş yapıp bizi yönlendirdiler. Saat 2120 lt de yanaştık. Bizi sahilde Alperle Ayşe annenin karşılaması duygusal anlar yaşamamıza neden oldu.  Gelecek sefer Enver bey amcayı da teknede görmeyi umuyoruz.

Ertesi gün, gece geçici olarak yanaştığımız iskeleden shifting yaparak uzun süre kalacağımız J iskelesine yanaştık.

Didim D-marin tertemiz, pırıl pırıl bir marina. Yöneticisi Can Polat bey gerçekten işini çok iyi bilen, denizci geçmişi olan tecrübeli bir denizci. Kendisine ve ekibine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Nedime için marinayla bir yıllık bir anlaşma yaptık, dolayısıyla bu yıl  didimde kalacak.

Sonraki günler her hafta sonunu hep teknede geçirdik. Güllük kazıklı koyu Yarım liman, Bodrum Gündoğan ve Türkbükü en beğendiğimiz limanlar oldu. Hakan ve Alper girdikleri kaptanlık sınavlarından başarıyla geçtiler, böylece  ailede iki kaptan daha olmuş oldu.

Nedime Türkbükünde. Hakkını vermek lazım yazın hakim kuzey batı ( imbat ) rüzgarlarına tamamen kapalı, çok güzel bir liman. Denizi muhteşem. Tekneler için açıkta tonozlar atılmış, hepsi sahipli, yazın yer bulabilmek ise neredeyse imkansız.

Hakan ve Sevgi chartplotter üzerinde çalışırlarken. Teknede misafir olmaz, iş bölümü muhakkak olmalı. Acil bir durumda herkes tekneye kumanda edebilmeli.

Genç denizciler Ege dümende. Arda sabırla sıranın kendisine gelmesini bekliyor.

Pelin ve Deniz Güllük Kazıklı koyu Yarım limanda. Makineyle herkes gider önemli olan kürek çekmek diyorlar.

Seyir esnasında ise devamlı güneşlendiler, aralarındaki derin sohbetin ne olduğunu bir türlü anlayamadık.

Bir hafta  sonu  annem de bizimle beraberdi. Hepberaber oldukça keyifli zaman geçirdik .

Gemici Emre, miçolar Sadık, Oğuzhan, Ege ve Arda  onlarında deniz sevgisinde bizleri örnek alacakları kesin.

Ben şu an  için  kaldığımız yerden daha sonra devam ederiz deyip gemideki görevimin başına döndüm. Diğer ekip ise  fırsat buldukça teknenin keyfini çıkartmaya devam edecekler.

Nedimeye hoşgeldin diyoruz. Pruvası neta, altında suyu bol olsun.


Viewing all articles
Browse latest Browse all 3

Latest Images